Sergiler

Geri

BAŞKAN KÖŞESİ

Sergiler 27 Temmuz 2021, 15:25

ÖZGEÇMİŞ

1989 yılında Malatya’da doğdu.
İlköğrenimini Adıyaman’a bağlı Kâhta ilçesinde bulunan Kenan Evren İlköğretim Okulu’nda, orta öğrenimini ise Malatya Gazi İlköğretim Okulu’nda tamamladı.
Liseyi Malatya 20 Mayıs Vakfı Turgut Özal Lisesi’nde okudu.
Lisans Eğitimini 2008-2012 yılları arasında Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde tamamladı.
2011 yılında Erzincan Üniversitesi ilk Bayan Basketbol Takımı kurularak üniversiteler arası basketbol müsabakalarında birincilik ödülü aldı.
2014 yılında İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Resim Bölümü’nü kazandı.
2018 yılında Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Lisans Eğitimi’ni bölüm birincisi olarak tamamladı.
2018 yılında Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Lisans Eğitimi’ni fakülte İkincisi olarak
2019 yılında Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimini ikinci olarak kazandı.

SERGİLER

2018 İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mezuniyet Karma Sergisi(MALATYA)
2018 İskenderun Deniz Müzesi ‘’Colours of theSummer’’ Konulu Karma Resim Sergisi(HATAY)
2018 Kapadokya Güray Müzesi ’’Ruhunu Özgür Bırak’’ Konulu Karma Resim Sergisi(NEVŞEHİR)

E-Mail:gulay44bsb@hotmail.com

Cep Tel : 0(532) 652 44 89

UYGULAMALARIN OLUŞUMUNU BELİRLEYEN SÜREÇ

Sanatçı özgünlüğü yakalamış olan birey miydi? Sanatçı nasıl olunurdu? Özgünlük nasıl yakalanırdı? Ben ne çizmeliydim? Buna benzer sorularla çıktım yola her ressam gibi…

Yaşadığım coğrafyada en çok neyi sevmişsem onu resmetmeliydim. Özgünlüğü yakalamak adına onu kendileştirme çabasına girmeliydim zannımca. Seziyle özgünlüğü yakalayacak ve sanatçı olacaktım.

Bana yakın gelen, en çok doğayı seven ben; bilinç altımdaki manzarayı biçim, renk lekelerle dışa vurup nasıl özgün hale getirebilirdim?

İster fırçamdaki renklerle, ister sezimle, ister tuvale aktardığım görsellerle doğanın ruhunu yakalamışsam onları zaten bir ritme, ahenge, dengeye ulaştırmış olacak ve zevk aldığım simgeyi çizerek özgün olacaktım. Renklerdeki karışımı özgün renge getirerek nereye, nasıl koyacağımı seziyle çözümleyecektim. Bu süreçte içsel olanı dışa vurmak, kendine özgü çalışma yapmak amacım olmuştur. Özgünlüğü yansıtmak istememdeki bu çaba sanatçı olma çabamdı. Çizgi, renk, doku.. gibi resimsel ilkeleri kullanarak bilinç altımdakileri tuval yüzeyine yansıtma çabası bu yolda özgün olmalıydı. Belki de bir tuvale baktığımızda haz alamamamız ruhumuza yakın olan özgünlüğü bulamadığımızdan olduğuydu.

Bir şairin günlük kelimeleri sanatsal anlayışla bir araya getirip güzel cümleler oluşturması, ressam içinde aynıydı. Renkler, uyum içinde dans etmeli ve güzel bir cümlenin bize etkisi kadar anlamlı olmalıydı.

Öncelikle, bireyin yaşadığı coğrafyada en çok etkilendiği, en özlem duyduğu simgeleri resim sanatına yansıttığı düşünülmüştür. Hızla büyüyen kent kültürü, kentler içerisinde maddi kazanç için zamanının bir çoğunu iş hayatına adayan bireylerin yaşam içerisinde ki mücadelesi bireyleri doğal ortamdan uzaklaştırmaya sebebiyet vermiştir. Maddi kazanç için zamanının bir çoğunu iş hayatına veren bireyin içe kapanması ve sonrasında gelen bireyselleşme hızla çoğalmıştır. Bu yoğunluk içerisinde birey kendini tanıyamamıştır. Belkide yalnızlığı iliklerine kadar hisseden bireyin, yaşamı ve kendisiyle ilgili soruların cevabını doğada aramaya başlaması özgünlüğe itecekti. Sıkışmışlığı, bunalmışlığı yaşadığı coğrafyanın doğasında hisseden birey, bu sıkıntılarını manzaranın enginliğinde bulmuştur. Kısacası yaşadığı coğrafyada ruhuna yakın olanı resim sanatına yansıtmak istemektedir.

Uygulamaların plastik unsur olarak gelişim sürecini ele aldığımızda; biçim yönünden Malatya ve çevre ilçe, köy, mezra manzaraları öğe olmuştur. Manzarayı tercih etmemdeki sebep; topraklarının dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olmasıdır. Tarlaların kesik kesik yapısı, ağaçların karakteristik özellikleri, ağaçların düşen gölgeleri ve oradaki genel görüntü plastik açıdan çok etkilediği için manzara kavramı resimlerimdedir. Perspektifin geniş alana yayılması ve perspektifin sonsuzluk hissi oluşturması manzarayı tercih etmemdeki sebeplerdendir.

Diğer bir öğe olan kompozisyon unsurunu incelediğimizde; çalışmalar yatay kompozisyon oluşturmaktadır. Yatayda tarlaların varlığı ve dikeyde ağaçların görünümleri tuval üzerine aktarılmıştır. Tarlaların küçük-büyük parçaları birleşerek bir bütün oluşturmuştur. Kompozisyondaki boşluk kavramı gökyüzü ile resmedilmiştir. Kompozisyonda hareketliliği arttırmak adına açık-koyu, sıcak-soğuk renkler kullanılmıştır. Kompozisyon oluştururken Malatya çevresinin manzara fotoğraflarından kesitler alınmıştır.

Plastik bir öğe olan renk; çalışmaları zengin göstermek adına bir rengin birçok varyasyonları ile kullanılmıştır. Sıcak-soğuk renkler, nötr renkler aynı tuval üzerinde kullanılmış olup zengin bir görünüm kazandırılmıştır. Manzarada bulunan tarla, ağaç, ev gibi unsurlar kendi renkleri dışında resmedilmiştir. Tonlama ile uzaklık, yakınlık ilişkisi kurulmuştur. Açık-koyu espaslar ile renkler tuval yüzeyinde belirginleştirilmiştir. Tuvale atılan zemindeki renkler koyu renkse, üzerine açık renkler tercih edilmiştir.

Plastik öğelerden teknik kısmına değinecek olursak farklı teknikler kullanılmıştır. Tuval üzeri akrilik boya ile tek renk boyandıktan sonra üzeri yağlı boya ile resmedilmiştir. Yer yer kalın doku arayışlarına gidilmiştir. Renkler temiz ve doygun olarak tuval üzerine sürülmüştür.

Bu süreçte öncelikle eskizler yapılmıştır. Eskizler yapılırken Malatya çevre illeri ve köylerinin fotoğraf karelerinden kesitler alınmış ve uygun kompozisyonlar seçilmiştir. Eskizler asıl çalışmalara geçiş süresini kısaltmıştır. Fotağrafçı Rıza Parlak’ın çekmiş olduğu fotoğraflar üzerinden asıl çalışmaların birkaç resmedilmiş hâli sunulmaktadır.

Rıza Parlak, “Sığırcı Uşağı Kozikler Mezrası”, Fotoğraf, Malatya (Arguvan Köyü)